Yeni enerji havzalarının ortaya çıkmasının Kuzey Kutbu arktika jeopolitik konumuna etkileri

Bir dönemin değersiz bölgesi Arktika, zaman, mekân ve kuvvet ilişkisi bakımından “Karar Alanı”, “Kalpgâh”ın güvenli sınırları ve günümüzde “Yüksek Kuzey” ve “Kutup Çağı” kavramlarıyla adlandırılmıştır. Bir ölçüde geçmişin sırlarını geleceğin ümitlerini barındırmaktadır. Bugün, Arktika ve dünyanın ge...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Limon, Onur
Other Authors: Dilan, Hasan Berke
Format: Doctoral or Postdoctoral Thesis
Language:Turkish
Published: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2020
Subjects:
Online Access:http://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/handle/trakya/5232
Description
Summary:Bir dönemin değersiz bölgesi Arktika, zaman, mekân ve kuvvet ilişkisi bakımından “Karar Alanı”, “Kalpgâh”ın güvenli sınırları ve günümüzde “Yüksek Kuzey” ve “Kutup Çağı” kavramlarıyla adlandırılmıştır. Bir ölçüde geçmişin sırlarını geleceğin ümitlerini barındırmaktadır. Bugün, Arktika ve dünyanın geri kalanı arasındaki çizgi ortadan kalkmakta, uzun zamandır ulusal ve uluslararası alanda olayların dış çevresinde yer alan bölge, bu konumunun sürdürülebilirliğini kaybetmektedir. Küresel enerji sisteminde benzersiz bir konumu olan Arktika, sadece küresel enerji sistemine fosil yakıtların tüketimi ve ihracatı noktasında katkı sağlamamakta, aynı zamanda küresel fosil yakıt kullanımının yarattığı sonuçlara da büyük ölçüde katlanmak durumundadır. Geçmişten günümüze madencilik, balıkçılık ve yenilenebilir enerji gibi önemli kaynak potansiyeli özelliğini koruyan Arktika, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle bugün ve gelecek açısından değerlendirildiğinde dünyanın en yeni enerji havzalarının ve kaynaklarının ortaya çıkmaya başladığı bir bölge olma vasfı göstermektedir. Günümüze kadar Arktika’daki enerji kaynakları 19’uncu yüzyılın sonları ve 20’inci yüzyılın ortalarından itibaren kısıtlı ölçülerde Arktika Devletleri’nce araştırılmış olsa da devletler geçmişte bu kaynaklara ne bugün olduğu kadar erişebilme yetkinliğine ulaşabilmiş, ne de Arktika bugün olduğu kadar küresel ilgi odağı olabilmiştir. Arktika’nın jeopolitik anlamda geleceğinin nasıl olacağı sorusunun basit ve belirli bir cevabını vermek güç ve bir o kadar da karmaşık olabilir. Ancak bölgeyi etkileme potansiyeline sahip aktörleri belirlemek zor değildir. Bu bağlamda; Arktika Devletleri’nin tamamı başta olmak üzere Çin, Güney Kore, Hindistan, Japonya ve Singapur ile AB ve NATO’nun sahip olduğu yeterlilik ve yetkinlik Arktika’nın jeopolitik geleceğini etkileme potansiyeli göstermektedir. Şüphesiz, Türkiye’nin Arktika’nın değişen jeopolitiğinde bir yeri olabilir. Ancak bu yerin neresi olduğunu belirlemek en başta Türkiye’nin kendisine bağlı olacaktır. Bu çalışma, Arktika’da ortaya çıkan yeni enerji havzaları ve deniz geçiş yolarının Arktika’yı dünyanın jeopolitik ağırlık merkezlerinden biri haline getirdiğini göstermektedir. The unworthy region of an era, the Arctic, is named with “Decision Area”, safe limits of “Heartland” and today “High North” and “Polar Age” concepts in terms of its relationship with time, space and power. It harbors the secrets of history and the hopes for the future to a certain extent. Today, the line between the Arctic and the rest of the world has disappeared, and the Arctic, which has long been on the periphery of events both nationally and Internationally, loses the sustainability of its position. The Arctic, which has a unique position in the global energy system, not only contributes to the global energy system in terms of consumption and export of fossil fuels but also has to endure the consequences of global fossil fuel use considerably. Maintaining its important resource potentials such as mining, fishing and renewable energy from the past to the present, the Arctic is a region in which the world’s newest energy basins and resources have begun to emerge as a result of global climate change when viewed in terms of the present and the future. Although the sources of energy in the Arctic have been explored to a limited extent by the Arctic States since the late 19th and mid-20th centuries, states have not been able to access these resources as much as they are today, and the Arctic has never been this much of a global focus of interest until these days. Giving a simple and specific answer to the question of what the future of the Arctic will be in the geopolitical sense can be difficult and complex. However, it is not difficult to identify the actors with the potential to influence the region. In this context, the competence and sufficiency of the Asian countries of China, South Korea, India, Japan, and Singapore, as well as the EU and NATO, and particularly the Arctic States, have the potential to affect the geopolitical future of the Arctic. There is no doubt that Turkey has a place in the changing geopolitics of the Arctic. However, determining where and what this place is will primarily depend on Turkey itself. This study shows that the new energy basins and maritime crossings in the Arctic have made the Arctic one of the world’s geopolitical centers of gravity.