Türk dış politikasında yeni yönelimler: Antarktika’da Türk araştırma üssü kurulması ve kıtanın geleceği hakkında öngörüler

Antik Yunan’dan, ayı balıklarının peşinde güneye inen avcılar tarafından keşfine kadar bir fantezi ya da hayalet olan buz kıta Antarktika, keşfedildiği 19.yüzyıldan bu güne, başlangıçta ekonomik, sonrasında bilimsel ve turistik cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu gün Dünyanın iklimsel, biyolojik den...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Civanoğu, Ahmet
Other Authors: Dilan, Hasan Berke
Format: Doctoral or Postdoctoral Thesis
Language:Turkish
Published: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2019
Subjects:
Online Access:http://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/handle/trakya/5175
Description
Summary:Antik Yunan’dan, ayı balıklarının peşinde güneye inen avcılar tarafından keşfine kadar bir fantezi ya da hayalet olan buz kıta Antarktika, keşfedildiği 19.yüzyıldan bu güne, başlangıçta ekonomik, sonrasında bilimsel ve turistik cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu gün Dünyanın iklimsel, biyolojik denge ve hayat kaynağı olarak görülmektedir. Bu nedenle Antarktika Antlaşmalar Sistemi (AAS) adıyla bilinen bir rejime sahiptir. Bu rejimin özünde Kıta’nın bilimsel ve barışçıl amaçlarla ama sömürüsüz kullanılması prensibi yer almaktadır. AAS’ın en önemli ve güncel unsuru olan Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü (Madrit Protokolü / PEPAT) sayesinde Kıta’nın 2048 yılına kadar sömürüye açılması yasaklanmıştır. O tarihten sonra sömürüye açılması kaygıları bulunmakla birlikte, bizce bu kaygıları çok abartmamak gerekmektedir. Günümüzde olduğu gibi yakın gelecekte de bağlam çevre sorunları olacaktır. Dolayısıyla AAS’ın ana ilkesi varlığını sürdürecek fakat rejim zamana bağlı ihtiyaçlar doğrultusunda dönüşüm geçirecektir. Türkiye’de Antarktika’ya ilgi henüz entelektüel düzeydedir. Türk bilim camiasından seçkin kişilerin gayretleriyle Kıta’da yazlık bir üs kurulması başarılmış olsa da AAS içerisinde karar verici statüyü ifade eden Danışman Ülke sıfatı kazanabilmek için daha yapılması gereken çok şey vardır. Öncelikle Antarktika Türk bilimsel araştırma altyapısı kurumsal ve fiziksel açıdan güçlendirilmelidir. Antarktika araştırmaları iç politika malzemesi yapılmamalıdır. The ice continent that being a fantasy or ghost from Antique Greece to it's exploration by hunters that descended to southest to follow seals in nineteen century, the Antarctic, has initially been center of economic and then scientific and touristic attraction. The continent are recognized to be the source of climate balance and biological life today. Therefore it has the legal regime named the Antarctic Treaty System (ATS). At the core of the regime, there is the principle consist using of the continent with scientific and peaceful aims without exploitation. It has been banned that exploiting of the continent to 2048, owing to the Protochol of Environmental Protection of Antarctic Treaty (Madrid Protocol / PEPAT) which are the most important element of ATS. Although there is concerned about to starting of exploitation after that date, it can be said that this concerning not be exaggerated. Because, as it is at present, the Context will be environmental problems in the future too. Thereby, the base principle will proceed its exist. But the regime will be able to transformed in the direction of needs according to time. The interest about Antarctic remains level of intellectual in Turkey at present. In spite of the fact that, establishing one summer base would be achieved in 2019 summer season, there are much to do necessary for able to participate among consultative states of which decision-making authority in ATS. Firstly, the Turkish scientific research infrastructure should be developed in terms of institutional and fisical. The Turkish Antarctic studies should not be made domestic policy instrument.