Umut Adası Filminde Göç Süreci: Emek, Sosyo-Ekonomik Çatışmalar ve Uyum Perspektifinden Bir İnceleme

Senaryosunu Ayşe Öztürk’ün, yönetmenliğini ise Mustafa Kara’nın yaptığı ve 2006 yılında gösterime giren Umut Adası filmi, Türkiye'de yaşadıkları bir takım tehditlere bağlı göreli güvensizlik algısı nedeniyle çözümü ulusötesi göçte arayan ve yolları Londra'da kesişen Asil (Halef Tiken), Yus...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Tilbe, Fethiye, Tilbe, Ali
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:Turkish
Published: 2020
Subjects:
Online Access:https://hdl.handle.net/20.500.11776/5483
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TkRJME9UWXdNQT09
Description
Summary:Senaryosunu Ayşe Öztürk’ün, yönetmenliğini ise Mustafa Kara’nın yaptığı ve 2006 yılında gösterime giren Umut Adası filmi, Türkiye'de yaşadıkları bir takım tehditlere bağlı göreli güvensizlik algısı nedeniyle çözümü ulusötesi göçte arayan ve yolları Londra'da kesişen Asil (Halef Tiken), Yusuf (Gürkan Tavukçuoğlu), Vildan (Arzu Yanardağ) ve Tuğra (Alican Yücesoy)’nın öykülerini, yaşanmış deneyimlerden devinimle seyirciyle buluşturmuştur. Eğretilemeli ve simgesel bir anlam taşıyan film, bir ada devleti olan Britanya’yı ve oradaki güvenlikli ve esenlikli yaşam arayışlarını imlemektedir. Kimileri dil öğrenmeyi ya da iş bularak ekonomik refaha ulaşmayı hedeflerken, kimileri de Türkiye’de işlediği suçlardan kurtulmayı ya da çocuklarına güzel bir gelecek kurmayı düşlemektedir. Filmin odağında, alanyazında düzensiz göç olarak tanımlanan ve yasadışı yollarla yurtdışına göç eden insanların acıklı ve hüzünlü öyküleri yer almaktadır. Bu çalışmada, Umut Adasıfilminde işlenen öyküleri kurmaca ve gerçeklik bağlamında emek, sosyo-ekonomik çatışmalar ve uyum olguları çerçevesinde izleksel bir yaklaşımla göç öncesi, göç sırası ve göç sonrası olmak üzere üç aşamada incelemeyi amaçlıyoruz. Hope Island movie, which was screened by Ayşe Öztürk and directed by Mustafa Kara, was released in 2006, introduced Asil (Halef Tiken), Yusuf (Gürkan Tavukçuoğlu), Vildan (Arzu Yanardağ) ve Tuğra’s (Alican Yücesoy) stories, migrating to London due to a number of conflicts in which they face in Turkey, to the audience inspired by the lived experience. With a metaphorical and symbolic meaning, the film marks the pursuit of safe living and well-being in the island state of Britain. While some immigrants are aiming to learn language or find jobs to reach economic prosperity, the others are dreaming to get rid of some of the crimes committed in Turkey or a beautiful future for their children. The film focuses on the funereal stories of people who are defined as irregular migration in the literature, migrated abroad through illegal means. In this ...