Türk basınına göre Atatürk’ün İstanbul’daki faaliyetleri (01 Temmuz 1927-10 Kasım 1938)

Atatürk’ün İstanbul’a ilk gelişi, sonrakilerde de görüleceği gibi büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. 1927 deki ilk ziyaretinde İstanbul’un son durumunu tetkik etmiş ve 1927 seçim hazırlıkları üzerinde çalışmıştır. Atatürk 1928’deki ikinci gelişinde Sarayburnu’ndaki konuşmasıyla harf devrimini başlat...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Çağlar, Haluk
Other Authors: Vahdettin Engin
Format: Other/Unknown Material
Language:Turkish
Published: Marmara Üniversitesi 2011
Subjects:
Online Access:http://hdl.handle.net/11424/26838
https://katalog.marmara.edu.tr/eyayin/tez/T0081024.pdf
Description
Summary:Atatürk’ün İstanbul’a ilk gelişi, sonrakilerde de görüleceği gibi büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. 1927 deki ilk ziyaretinde İstanbul’un son durumunu tetkik etmiş ve 1927 seçim hazırlıkları üzerinde çalışmıştır. Atatürk 1928’deki ikinci gelişinde Sarayburnu’ndaki konuşmasıyla harf devrimini başlatmıştır. İstanbul ziyareti esnasında birer günlük seyahatlerle Tekirdağ ve Çanakkale’ye gitmiş, yeni alfabe çalışmaları konusunda devlet görevlilerinin ve halkın çalışmalarını tetkik etmiştir. Gemiyle İstanbul’dan ayrılırken Marmara’da bulunan donanmaya, duruma dayalı tatbikat yaptırmıştır. İstanbul’dan ayrılırken yaptığı veda konuşmasında basına, harf devrimine verdiği destekten dolayı teşekkür etmiştir. Atatürk 1929 yılındaki İstanbul ziyaretinde, Fethi Okyar’ın ikametgahının balkonundan kendisini görmeye gelen İstanbullulara hitap ederek aleyhinde yapılan ‘Hastadır, Ölüme mahkûmdur’ propagandasına, şahsen halkın karşısına çıkarak ve basın yoluyla cevap vermiştir. 1929 yılındaki çalışmalarında Yalova’nın İstanbullular için bir tatil, doğa, kaplıca ve sağlık merkezi haline getirilmesi için çaba sarf etmiştir. Bu yıla ait gazetelerde Yalova’ya ilişkin birçok haber ve köşe yazısına rastlanmıştır. Atatürk, aynı yıl gerçekleşen ikinci ziyaretini Yalova’da geçirmiştir. Atatürk’ün 1930’daki ziyaret gündemin Yalova’nın imarı, dil ve tarih çalışmaları ile Ağrı’da meydana gelen Zeylan ayaklanması ve Yalova’da yürüttüğü Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruluş çalışmalarıdır. Bu hususta, Fethi Okyar ve Yunus Nadi Abalıoğlu’nun Atatürk’e yazdığı mektuplar ile Atatürk’ün verdiği cevaplar gazetelerde günü gününe yer almıştır. 1930 sonundaki ikinci gelişinde ise, İstanbul’da Harp Akademisi, Mülkiye, Harbiye, Cerrahpaşa Hastanesi, Darülfünun ve öğrenci yurdu, muhtelif fabrikalar, Darülaceze ve Galatasaray Lisesi’nde yapılan faaliyetleri denetlemiştir. Ardından Kolorduyu, Vilayeti, Halk Partisi’ni ve Türk Ocaklarını ziyaret etmiştir. Sonrasında Yalova’ya giden Atatürk, burada yürütülen imar çalışmalara ilişkin bilgi almış, ayrıca İstanbul’un iktisadi ve mülki durumuna ait bir rapor hazırlatmıştır. Atatürk üç yıldır beklenen Trakya seyahatini, Menemen hadisesi nedeniyle üç günde bitirmek zorunda kalmıştır. İstanbul’a dönüşünde Dolmabahçe’de olağanüstü bir toplantı yapan Atatürk, gelişmeleri sürekli takip etmiş ve Menemen Vakası’nın tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkartılmasını sağlamıştır. 21 Temmuz 1931 tarihinde yedinci kez İstanbul’a gelen Atatürk, müteakibinde Yalova’ya geçmiş ve yetkililerle temaslarını buradan yürütmüştür. Atatürk Yalova’da kaplıcalardan istifade etmiş, ayrıca Sovyet Büyükelçi Suriç’i kabul etmiştir. Bursa ve Zonguldak’a günü birlik ziyaretler yapmış ve tetkiklerde bulunmuştur. İstanbul’a dönüşünde Suadiye plajına giden ve Yeşilköy’den Banliyö trenine alelade bir vatandaş gibi biletli olarak binen Atatürk, çok sevdiği halkın arasında olmaya ve onlarla temas etmeye özen göstermiştir. 1932 başında sekizinci kez İstanbul’a gelen Atatürk resmi temaslarını Dolmabahçe Sarayı’nda yürütmüş 28 Ocak 1932’de toplanan Balkan Konferansı meclisinin çalışmalarını meclis ikinci başkanı Hasan Saka vasıtasıyla takip etmiştir. Tiyatrolara da vakit ayıran Atatürk 25 Ocak 1932’de Darülbedayi de ‘Yalova Türküsü’ adlı komedinin, 11 Şubat 1932’de yine Darülbedayide ‘Akın’ piyesinin prömiyerlerini izlemiştir. Aynı yıl içerisinde ikinci kez, 16 Temmuz’da İstanbul’a gelmiş ve Yalova’ya geçmiştir. Belçika’da 1932 Dünya güzeli seçilen Keriman Halis’i tebrik etmiştir. Ayrıca Yalova Millet çiftliğinde Alman ve Amerikan Büyükelçilerini ardından Fransız Arkeolog Delaport’u kabul ederek görüşmüştür. Ağustos ayı ortalarından itibaren, Atatürk’ün dil ve tarih konusunda yaptığı incelemeler basında yer almaya başlamış, ziyaretçilerinin birçoğunun dil ve tarih uzmanlarından oluştuğu tespit edilmiştir. İktisat çalışmalarına da zaman ayıran Atatürk’ün İktisat Vekili Celal Bey’e çektiği telgraf dikkat çekmiştir. Bu dönemde ayrıca dışişleriyle de ilgilenen Atatürk, Dil Kurultayı hazırlıklarını tetkik etmeyi ihmal etmemiştir. 26 Eylül 1932’de Atatürk’ün katılımıyla Dolmabahçe’de toplanan I. Türk Dil Kurultay’ı toplantısına basının ilgisi büyük olmuş tüm gazeteler bu toplantıyı gün gün ve tam sayfa olarak vermişlerdir. Atatürk, Kurultayın ikinci gününü Amerika Genel Kurmay Başkanı Mac Arthur ile izlemiştir. Kurultayın sona ermesiyle birlikte Atatürk, İstanbul’la ilgili incelemesini tamamlayan İktisat vekili Celal Bey’i kabul etmiştir. Dişlerinin tedavisi müteakip Üsküdar ve Çamlıca’yı gezen Atatürk Heybeliada’ya giderek, rahatsız olan Başbakan İsmet İnönü’yü ziyaret etmiştir. 20 Ekim’de T.D.T.C. Reis’i Samih Rıfat Bey’i Dolmabahçe’de kabul ederek, Cemiyetin kurultay sonrası faaliyetleri hakkında bilgi almıştır. Atatürk’ün dokuzuncu gelişindeki en yoğun mesaisi, Dil Kurultay’ı ve dil çalışmaları üzerine olmuştur. Atatürk’ün İstanbul’a 6 Şubat 1933’te, Bursa’da ezanın Türkçe okunmasına karşı çıkan bir gurubun sebep olduğu olaylar sonrası, gelmiştir. O dönemin gazetelerine Bursa hadisesi damgasını vurmuş, Atatürk’e yurdun her yerinden gönderilen çok sayıdaki kınama telgrafı, basın tarafından yayınlanmıştır. İstanbul’daki incelemelerine devam eden Atatürk, Topkapı Sarayını ziyaret ederek müze müdürü Tahsin Bey’den bilgi almıştır. 1933’teki ikinci gelişinde Atatürk Galatasaray Lisesindeki yıl sonu Tarih, Coğrafya ve Yurt Bilgisi sınavlarında bulunmuştur. Ertesi gün Dafülfünun’un Hukuk Fakültesi sınavlarını tetkik ederek, Islahat Müşaviri Prof. Malche’den bilgi almıştır. Çanakkale ve Yalova’ya birer günlük ziyaretlerde bulunan Atatürk, Avrupa’dan dönen Tevfik Rüştü Bey ile görüşmüş, müteakibinde 27 Temmuz’da İstanbul’da bulunan eski Afgan Kralı Amanullah Han’ı kabul etmiştir. Ağustos başında Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Chembrun’ü ile mülakatta bulunmuştur. Yine 21 Ağustosta eski Fransız Başbakanı Herriot’u Dolmabahçe Sarayı’nda kabul etmiştir. Ağustos ayı boyunca gazetelerde, Türk – Fransız dostluğu ile dil konusunda yapılan çalışmalar yer almıştır. Atatürk, Eylülün ilk haftası sonunda Avrupa’dan dönen İktisat Vekili Celal Bey’in vereceği izahatları dinlemek ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek üzere Ankara’ya dönmüştür. İstanbul’a 1933’teki üçüncü gelişi beş gün sonra gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk Yunan dostluk antlaşması, basında izlenmiştir. Eylül ayının ikinci yarısında İnönü, Atatürk tarafından Bulgaristan Kralı ile görüşmek üzere İstanbul’dan Sofya’ya uğurlanmış, dönüsünün ertesi günü Atatürk Başbakanla birlikte Yunanistan eski Başbakanı Venizelos’u kabul ederek görüşmüştür. Bir sonraki günde de Amerika Sefiri ile mülakatta bulunan Atatürk, 4 Ekim’de Yugoslav Kralı ve Kraliçesi ile Venizelos ve eşini Dolmabahçe’de kabul etmiş ve şeflerine ziyafet vermiştir. Beş Ekim’de Bulgar Kralı’na çekmiş olduğu iki telgraf ayrıca kayda değer görülmüştür. 1934’teki ilk gelişinde İstanbul’da dört gün kalan Atatürk, ilk ziyaretini Kurtuluş Savaşı Komutanından Kemalettin Sami ve Derviş Paşaların kabirlerine yapmış, ikinci günü Yalova’da geçirdikten sonra, üçüncü gün Bursa’ya günübirlik bir ziyaret yaparak, Yalova’dan hareketle Ankara’ya gitmiştir. 1934’teki ikinci gelişinde Atatürk, İstanbul’a İran Şah’ı Rıza Pehlevi’yle birlikte gelmiş, Atatürk gibi basının da bu ziyarete büyük önem verdiği görülmüştür. 1934’teki üçüncü gelişinde Yalova’ya geçen Atatürk, dil çalışmaları ve dil kurultayı hazırlıkları ile meşgul olmuş, 18 Ağustos’ta başlayan II. Dil Kurultayı toplantılarına altı gün boyunca iştirak etmiştir. Takip eden bir ay boyunca Atatürk, İstanbul’daki ziyaretlerini ve kabullerinin sürdürmüş, Türkiye’nin Milletler Cemiyeti Üyeliği haberini İstanbul’dan ayrılmadan önce öğrenmiştir. 22 Ocak 1935’te T.D.T.C. üyeleriyle İstanbul’a gelen Atatürk’ün dil çalışmalarıyla ve 8 Şubat 1935’te yapılacak Milletvekilliği seçimleriyle yoğun şekilde uğraştığı basından izlenmiştir. 1935 seçimleriyle Meclise bağımsız, azınlık mensubu ve kadın Milletvekillerinin girmesi sağlanmıştır. 1935’teki ikinci ziyaretini 18 Mayıs’ta gerçekleştiren Atatürk, Hürriyet-i Ebediye tepesindeki şehitliği ziyaret etmiştir. İstanbul’a gelme gayesi olan ve 23 Mayıs’ta icra edilen askeri tatbikata katılmıştır. Florya ve Yalova’da yapılan imar çalışmaları tetkik etmiştir. 1935’teki üçüncü gelişinde de Florya’nın imarına önem verdiği görülmektedir. Kabotaj Bayramı ve Deniz Kulübü açılış törenlerine katılan Atatürk, İstanbul’un muhtelif yerlerini ziyaretini sürdürmüştür. Bu dönemin basında yoğun bir dilde sadeleşme çabası görülmektedir. Temmuz ayının ortalarını, dil çalışmalarına ayırdığı görülen Atatürk’ün, çoğunlukla dil cemiyeti üyelerinin kabul ettiği gözlemlenmiştir. Başbakan İnönü’nün Doğu ve Karadeniz bölgelerine yaptığı tetkik seyahati sonrasında, Bakanlar Kurulu, 21 Ağustos’ta Florya’da Atatürk’ün başkanlığında toplanarak alınacak idari ve mali tedbirler görüşülmüştür. Ağustos ayı boyunca Florya’da devlet işlerini ve dil çalışmalarını sürdüren Atatürk, denizden istifade etmeye devam etmiştir. 21 Eylül tarihinde Ekonomi Bakanı Celal Bayar’la birlikte Sovyet ağır sanayi komser muavini Pistokof’u kabul ederek iki saat görüşmüş, aynı gün beraberinde Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, İç İşleri, Finans ve Ekonomi bakanları olduğu halde Ankara’ya gitmiştir. 9 Şubat 1936’da 19. ziyaretini gerçekleştiren Atatürk, ertesi gün Topkapı Müzesini tetkik etmiş, yoğun olarak devam ettiği dil çalışmalarını Dolmabahçe Sarayı’nda sürdürmüştür. O dönemde ortaya çıkartılan Atatürk’e suikast girişimine karşı basının ayrıntılı ve yorumsuz bilgi verdiği görülmüştür. 1936’daki ikinci gelişinde Atatürk Dolmabahçe’de İngiliz Lordlar Kamarasından Lord Loyd’u kabul etmiş, ardından Harp Akademisi’nin düzenlediği askeri tatbikatı, 36 saat kesintisiz, her aşamasıyla takip etmiştir. Haziran başında teftiş maksadıyla Çorlu ve Muratlı’ya ani bir şekilde gelen Atatürk, C.H.P. Genel Sekreteri Recep Peker’in Trakya Genel Müfettişi Kazım Dirik hakkındaki iddialarını yerinde araştırmış, ardından 15 Haziran’da Genel Sekreter Peker’i azletmiştir. Bunu izleyen günlerde Türkiye’nin idari ve mülki yapısını değiştiren köklü değişiklikler yapılmıştır. 16 Haziran 1936’daki üçüncü gelişinden bir gün sonra Başbakan, Adalet, İç İşleri, Dış İşleri ve Bayındırlık Bakanları ile Florya’da yapılan toplantı sonucunda C.H.P. Genel Sekreterliğine İç İşleri Bakanı, Parti il başkanlıklarına da valileri getirilmiştir. Bunu izleyen günlerde, Atatürk’ün Florya’da istirahat ettiği ve dil çalışmalarını sürdürdüğü görülmektedir. Aynı dönem içerisinde Montrö’de Boğaz’lara ilişkin görüşmelere devam edilmekte ve Atatürk tarafından bu görüşmeler günü gününe izlenmektedir. 18 Temmuz’da Montrö zaferi Türk basınınca tam sayfa olarak duyurulmuştur. Antlaşmanın meclisce oylanacak olması nedeniyle, 28 Temmuz 1936’daki Ankara’ya hareket etmiş, İstanbullular tarafından büyük bir coşkuyla uğurlanmışlardır. 3 Ağustos 1936’da dördüncü kez İstanbul’a gelen Atatürk, Florya’da denizden yararlanak, akşamları dil çalışmaları ve kurultay hazırlıklarıyla mesaisini sürdürmüştür. Atatürk Ağustos’ta Yalova ve Dolmabahçe’de gece geç saatlere kadar süren dil çalışmalarına devam etmiştir. 24 Ağustos 1936’da başlayan üçüncü Dil Kurultayı çalışmalarına katılmış. Basın, kurultay çalışmalarını birinci tam sayfadan kamuoyuna duyurmuştur. Kurultayın dördüncü gününde Atatürk’ün hazırladığı bilinen ‘Dil Alanındaki Çalışmalara Genel Bir Bakış’ adlı çalışma İsmail Müştak Mayakon tarafından okunmuştur. Atatürk 3 Eylül 1936 tarihinde Beylerbeyi Sarayı’ndaki Balkan Festivaline katılmış ve General Kazım Dirik’e dikte ettirdiği söylevi kendisine okutmuştur. Bir gün sonra 4 Eylül’de İngiltere Kralı VIII. Edward’ı İstanbul’da kabulü ile misafir etmesi, günlerce basında birinci haber olarak yer bulmuştur. Bu görüşme Türk basını tarafından dakika dakika yayınlanmıştır. Bu ziyaret sonrasında Milletler Cemiyeti’ndeki toplantıda Suriye ve dolayısıyla Hatay meselesi gündeme gelmiştir. Hatay davasından hiçbir zaman vazgeçmemiş olan Atatürk’ün bundan sonra en yoğun mesai konularından birini, Hatay meselesi oluşturmuştur. 1936’da beşinci kez, yılın son günü İstanbul’a gelen Atatürk, yeni yılı Park Otel ve Tokatlayan Oteli’nde karşılamıştır. Yanında Cenevre ve Paris’te Hatay meselesi ve Yunanistan’la temaslarda bulunarak İstanbul’a dönen Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras bulunmuş ve kendisine bilgi vermiştir. Atatürk 1 Ocak 1937’de Anadolu Ajansı aracılığıyla, kendisine gönderilen yeni yıl kutlama telgraflarına cevap vermiştir. 3 Ocak’ ta Tevfik Rüştü Aras’ı meclise bilgi vermek üzere Ankara’ya uğurlayan Atatürk, 5 Ocak 1937’de Hatay hududundan sorumlu olan İkinci Ordu Komutanlığı’nın Karargahı Konya’ya hareket etmiştir. Eskişehir’de Bakanlar Kurulu’nu ve Genel Kurmay Başkanı’nı toplamış, müteakibinde Konya üzerinden Ankara’ya dönmüştür. Atatürk Ankara’dan hareket ederek 10 Ocak 1937’de İstanbul’a tekrar gelmiş, 14 Ocak ta Başbakan’ı İç İşleri ve Dış İşleri bakanlarını İstanbul’a çağırmıştır. Bu seyahatlerinin asıl nedeni Hatay meselesidir. Atatürk’ü bu kadar harekete sevk eden sebep, Türk basınında günü gününe ve tüm ayrıntılarıyla yazılan, Sancak’taki Türklere karşı girişilen katliam haberleridir. Basın hususi muhabirleriyle Sancak’ı günü gününe takip etmiş ve kamuoyuna ayrıntılı haber sunmuştur. Bu arada, Kurun gazetesinde Atatürk tarafından dikte ettirilen beş makale, Mehmet Asım imzasıyla peş peşe yayınlanmıştır. Basın yoluyla kamuoyu ve hükümet harekete geçirmiştir. Hatay’ın bağımsızlığının kabulü sevinç gösterileri karşılanmış ve basın tarafından ayrıntı ile verilmiştir. Bu arada 9-23 Şubat tarihleri arasında zorunlu olmadıkça ziyaretçi kabul etmeyen Atatürk, ‘Geometri’ adlı kitabını kaleme almıştır. 20 Şubatta Dolmabahçe’de Bakanlar Kurulu toplayan Atatürk, izleyen günlerinde Hatay ve dil meseleleri üzerinde çalışmaya devam etmiştir. 5 Haziran 1937’de ikinci kez İstanbul’a gelen Atatürk, Ürdün Kralı Abdullah’ı Beylerbeyi Sarayı’nda konuk etmiştir. Atatürk 8 Haziran 1937’de doğu vilayetlerinin ekonomik ve toplumsal durumunu yerinde görmek maksadıyla Trabzon’dan başlayan yurt gezisine çıkmış, 13 Haziran’da İstanbul’a dönmüştür. Atatürk, bu seyahati esnasında tüm şahsi servetini hazineye bağışlamıştır. İstanbul’a gelişinden itibaren gazete manşetlerinde buna dair birçok haber yer almıştır. Haziran ayı ortaları ile birlikte, Dersim meselesinin basında bir gündem maddesi haline geldiği görülmüştür. İstanbul’da Cumhurbaşkanı’nı ziyaretinden sonra İnönü, önce Ankara’ya daha sonra Elazığ’a gitmiştir. 26 Haziran’da Dolmabahçe’de Başbakan, İç İşleri Bakanı, Dış İşleri Müsteşarı ve bazı büyükelçileri kabul ederek iç ve dış gelişmelere ilişkin bilgi almış ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Temmuz başında İstanbul’da görülmeye başlayan Tifo vakalarındaki artış nedeniyle Sağlık Bakanı’nı çağırarak önlem aldırmıştır. 8 Temmuz’da Sadabat Paktı’nın imzalanmasından sonra basında, Atatürk’le ilgili devletlerin kralları arasında çekilen kutlama telgrafları ve Sadabat Paktı’na ilişkin makaleler görülmüştür. Ağustos başından itibaren İktisatçılarla bir araya gelmiş, iktisat planı ve iktisadi vaziyet üzerinde mütealalarda bulunmuştur. Atatürk, 17 Ağustos da Trakya’daki manevraları izlemek için Çerkezköy’e gitmiş, manevra sahasında uzun ve ayrıntılı tetkiklerde bulunmuş, Türk basınında Trakya’da devam eden askeri manevraları ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna duyurmuştur. Florya’ ya dönen Atatürk Ağustos sonunda Almanya ile devam eden iktisadi ve ticari müzakereleri Faik Kurdoğlu vasıtasıyla takip etmiştir. İspanya iç savaşıyla birlikte Akdeniz’deki saldırılar artmış ve bu husus Atatürk’ün gündemini meşgul etmiştir. Eylül basında dil çalışmalarını sürdüren Atatürk, Cenevre’de toplanan deniz korsanlığıyla ilgili toplantıyı Dış işleri Bakanı vasıtasıyla aralıksız izlemiştir. Bu görüşmeler sürmekte iken Başbakan İnönü ile Atatürk arasında ortaya çıkan görüş ayrılığı önceki iç meselelerde birleşerek İnönü’nün Başbakanlıktan ayrılmasıyla sonuçlanacaktır. İkinci Türk Tarih Kurultayı’na katılmak maksadıyla tekrar İstanbul’a gelen Atatürk, İnönü ile görüşmesi sonrası Başkanlığa Celal Bayar’ı atamıştır. Kamuoyu ve basın gündeme gelmeyen bu meseleden ziyade Tarih Kurultayı ve tarih sergisi ile meşgul olmuş, gazetelerin birinci sayfalarında kurultayla ilgili birçok haber, makale ve fotoğraf görülmüştür. Başbakan değişikliğine dair Anadolu Ajansı’nca tebliğ yayınlanmasına rağmen, Tan gazetesi; Anayasanın tebdili ve seçimlerin yenilenmesi iddialarını içeren bir makale neşretmiş, bu yazı aynı gün Anadolu Ajansı’nca yalanlanmıştır. Diğer gazeteler Tan gazetesini eleştirmişlerdir. Ankara’ya giden Başbakan Bayar’ı, İstanbul’dan Atatürk uğurlamış Ankara’da İnönü karşılamıştır. Aynı tarihte Atatürk’ün batı Anadolu’da yapılacak askeri menevralara İsmet İnönü’yü davet haberi mevcuttur. Müteakip günlerde Atatürk’ün Tahran, Kahire, Bükreş ve Atina büyük elçileriyle ve iç işleriyle Dış işleri Bakanları’nı kabul ederek görüştüğü görülmüştür. O günlerde dış siyaset ve milletler cemiyeti gündeminde Filistin’in Taksimi meselesinin olduğu basından izlenmiştir. 3 Ekimde İstanbul’dan Ankara’ya hareket eden Atatürk Ankara’da Bayar ve İnönü tarafından karşılanmıştır. 22 Şubat 1938’de İstanbul’a Başbakan ve İç İşleri Bakanı gelen Atatürk, Yalova Termal otelin ilk misafiri olmuştur. Sağlık şikayetleri üzerine, kaplıca müdürü ve başhekimi Dr. Nihat Reşat Belger tarafından muayene edilmiş ve ilk kez rahatsızlığının teşhisi konulmuştur. Ocak sonuna kadar Yalova’daki temaslarını ve istirahatini sürdürmüştür. Başbakan Bayar, Dış İşleri Bakanı ve İnönü’yü kabul eden Atatürk, rahatsızlığı tam olarak geçmemesine rağmen İnönü’yle birlikte, Balkan Konseyi toplantısına katılmak için Ankara’ya dönmüştür. Atatürk’ün 1938 yılında ikinci, toplamda yirmi dokuzuncu ve son gelişinden önce, Hatay’daki Türklere karşı girişilen katliamlara dair basında ve kamuoyunda ciddi bir tepki oluşmuştur. Mayıs başında Beyrut’tan Avrupa ve Amerika’ya çekilen bir telgrafta ‘Atatürk’ün vahim surette hasta ve devleti yönetemeyecek durumda olduğu’ şeklindeki haber 18 Mayıs’ta Anadolu Ajansı’nca kamuoyuna duyurularak iddialar yalanlanmıştır. Fransa ve Suriye aleyhinde Tan gazetesinden Ahmet Emin Yalman, Son Posta gazetesinde Muhittin Birgen, Cumhuriyet gazetesinde Yunus Nadi Abalıoğlu ve Kurun gazetesinde Asım Us oldukça sert yazılar yazmışlardır. Bu haberler üzerine Atatürk, Mersin’e ardından Tarsus ve Adana’ya gelmiş, askeri geçit törenini kabul etmiştir. Bu seyahat basın tarafından tüm ayrıntılarıyla ve tam sayfa olarak büyük bir coşkuyla verilmiştir. Ancak bu durum hastalığın ilerlemesini hızlandırmıştır. 26 Mayıs’ta Ankara’ya dönen Atatürk, hemen bir gün sonra, beraberinde Mareşal Fevzi Çakmak olduğu halde İstanbul’a gelmiştir. İstirahat etme fırsatı bulamayan Büyük Önder, 31 Mayıs’ta Başbakan’ı ve Londra’dan kredi müzakerelerinden dönen Milli Bankalar Genel Müdürlerini kabul ederek bilgi almıştır. 1 Haziran’da Hükümet tarafından Cumhurbaşkanı Atatürk için satın alınan Savarona Yatı İstanbul’a getirilmiş ve Atatürk bu tarihten itibaren 24 Temmuz tarihine kadar Savarona’da istirahat etmiştir. Bu dönem içerisinde Başbakan’ı, Dış İşleri Bakanı’nı ve birçok devlet yetkilisini burada kabul ederek görüşmüştür. 20 Haziran’da Mareşal Çakmak’ın da katıldığı Hatay gündemli Bakanlar Kurulu Toplantısı’nı, Savarona’da yapmıştır. İç İşleri Bakanı ve İstanbul Valisi ile İstanbul’un imarı hakkında görüşmüş, 9 Temmuz’da Bakanlar Kurulu’nu yine Savarona’da toplayan Atatürk Hatay’daki seçim faaliyetlerine dair üç saatten fazla süren bir toplantı yapmıştır. 23 Temmuzda Başbakan Bayar’ı kabul eden Atatürk iki saat kadar kendisinden izahat almıştır. Bu dönemde Atatürk’ün sağlığı kötüye gitmekte ve zaman zaman yükselen ateşi düşürülememektedir. 24 Temmuzda durumunun ağırlaşması neticesinde Atatürk, gece Dolmabahçe Sarayı’na nakledilmiştir. 26 Temmuz’da Genel Kurmay Başkanı ve Başbakan’ı 31 Temmuz’da yine Başbakan, İç İşleri ve Dış İşleri Bakan’larını kabul ederek uzun süre görüşmüştür. Bu dönemde Atatürk, Prof. Bergmann ve Prof. Fiessenger ile sürekli ve danışman hekimler tarafından Dolmabahçe’de muayene edilmiş, Atatürk’ün sağlığına ilişkin yapılan bu işlemler basına yansımamıştır. Büyük Önder, sağlığı kötüye gitmesine rağmen bir an olsun Hatay meselesine ilgisiz kalmamıştır. Ağustos ayında Dış İşleri Bakanı Aras’ı, Tayfur Sökmen’i Moskova, Varşova, Tahran, Brüksel, Sofya ve Bağdat elçilerini kabul etmiştir, ardından Başbakan, Dış İşleri ve Maliye Bakanları ile Dersim meselesini görüşmüştür. Atatürk, 30 Ağustos’ta son kez Mareşal Çakmak ve Türk Ordusu’nun Zafer Bayramı’nı kutlamıştır. Tüm gazeteler, Zafer Bayramı kutlamalarına tam sayfa ayırarak katılmışlardır. Eylül’de Dış İşleri Bakanı’nı ardından İç İşleri Bakanı kabul etmiştir. Bu dönemde, hekimlerce kendisine kesin olarak yatak istirahati önerilmesine rağmen, Atatürk’ün devlet işlerinden geri kalmadığı görülmüştür. Hitlerin dünyaya meydan okuyan nutku sonrasında Başbakan, İç İşleri ve Maliye Bakanlarını kabul eden Atatürk, Avrupa’nın siyasi vaziyeti hakkında değerlendirmelerde bulunmuş, ertesi gün Başbakan Bayar’ın yeni iktisadi plana dair verdiği izahatı dinlemiştir. 28 Eylül’de kendi insiyatifiyle düzenlenen Barbaros’u anma töreninin gece şenliklerini ve ışık oyunlarını Dolmabahçe Sarayı’ndaki penceresinden izleyen Atatürk gece fenalaşmıştır. Artık sıhhi durumu anormal bir seyir takip etmektedir. 7 Ekimde İstanbul’un kurtuluşunu tebrik eden Atatürk İstanbul Valisi Üstündağ aracılığıyla İstanbullulara samimi dileklerini iletmiş, aynı gün Mareşal Çakmak ve Orgeneral Çalışlar’ı kabul etmiştir. Ekim ayından itibaren sağlık durumu daha da kötüleşen Atatürk, 16 Ekim de ilk ağır komaya girmiş, Atatürk’ün sıhhi vaziyeti tüm gazeteler tarafından birinci haber olarak neşredilmiştir. 17 Ekim’de Başbakan, İç İşleri ve Dış İşleri Bakanlarıyla Dolmabahçe Sarayı’na gitmiş, Komanın sürmesi üzerine Bayar, Bakanlar Kurulunu İstanbul’da toplamıştır. 21 Ekimde durumu kısmen iyileşen Atatürk, Bayar’ı kısa süreliğine kabul ederek görüşmüş, 27 Ekim’de tekrar kabul ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kendisi adına okunacak, açılış nutku üzerinde düzeltmeler yapmıştır. Atatürk’ün Türk Ordusu’na 29 Ekim 1938’de yayınladığı ve Başbakan Bayar tarafından okunan mesajı tüm gazeteler tarafından birinci haber olarak verilmiş, gazetelerin Cumhuriyet’in kazanımlarına dikkat çektiği makaleler, ayrıca kayda değer bulunmuştur. T.B.M.M.’nin açılışında Atatürk adına Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutuk gazeteler tarafından birinci sayfada ilk haber olarak kamuoyuna duyurulmuştur. 5 Kasım’da Bayar’ı kabul eden Atatürk, kendisinden muhtelif devlet işleri hakkında bilgi almış, 7 Kasım’da telgrafla T.B.M.M.’ne çalışmalarında başarılar dileyen Atatürk, hakkında gösterilen duygulara teşekkür ederek meclise saygılarını arz etmiştir, kendisine yapılan üçüncü karın ponksiyonu sonrası 8 Kasım’da ikinci kez derin komaya girmiştir. Aynı tarih itibariyle tüm gazeteler, günde iki tebliğ şeklinde ve ayrıntılı olarak, Atatürk’ün sağlık durumunu Türk Milleti’ne duyurmaya başlamış, 9 Kasım’da resmi tebliğlere devam edilmiş ve 10 Kasımda şöyle bir tebliğ ile son bulmuştur: ‘Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vahamet dün gece 24 ten sonra neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinciteşrin 1938 Perşembe sabah saat 9 u 5 geçe Büyük Şef’imiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir.’ Takip eden günlerde basının O’nun kaybını ve milletin acısını en ince ayrıntısına kadar aktardığı görülmüş, vatandaşlarla yapılan mülakatlardaki samimi üzüntü ve yas, bilhassa kayda değer bulunmuştur. ABSTRACT Atatürk’s first visit to Istanbul was a charming meeting for the public, as to be seen on the following ones. On the first visit to Istanbul in 1927, Atatürk carefully examined the Istanbul’s last situation and made preparations for 1927 elections. On Atatürk’s second visit, in 1928, he started “the Alphabet Revolution” by his speech in Sarayburnu. During his Istanbul visitation, he went to Tekirdağ and Çanakkale for a day, and he investigated the studies of the civil servants and the public on the new alphabet. While leaving Istanbul by a ship, he made the Navy exercise depending on a given situation. While leaving Istanbul, Atatürk made a speech and thanked to the media for their enthusiasm on the new alphabet. On his trip to Istanbul in 1929, he spoke to the public from the balcony of Fethi Okyar’s mansion and gave an answer by means of press and himself to the rumor, which is like “Atatürk is too ill and he is in his deathbed.” During his studies in 1929, he did effort to turn Yalova into a holiday, nature, health and hot spring resort for Istanbul residents. There are too many articles on Yalova on the papers of 1929. Atatürk made his second visit to Yalova in the same year and stayed there. In 1930, Atatürk’s visitations can be divided into three parts. First one is the development of Yalova and Language & History studies. Second one is “Zeylan Rebellion” in Agrı. The last one is foundering “Serbest Cumhuriyet Fırkası” in Yalova. The letters written by Fethi Okyar and Yunus Nadi Abalıoğlu to Atatürk, and his replies had been published in the papers day by day. During his second visit to Istanbul at the end of 1930, Atatürk checked the activities of Harp Akademisi, Mülkiye (the School of Political Science), Harbiye, Cerrahpaia Hospital, Darülfünun, Darülaceze, Galatasaray High School, some dormitories and factories. Then he visited Kolordu, Vilayet (Courthouse), Halk Partisi and Türk Ocakları. After then, arriving to Yalova, he was informed on development of the city. Also, Atatürk prepared a report on Istabul’s civil and economic situation. Atatürk made a 3-day-long trip to Trace and kept it short, which was being expected for 3 years, due to the Menemen Event. On returning to Istanbul, he held an emergency meeting in Dolmabahçe and followed the Menemen Event. The day, 21st of July 1931, was his 7th visit to Istanbul. Then he departed to Yalova and stayed in contact with the competent authorities. There, he profit from the hot spring resorts and treated Soviet Ambassador Suriç with respect. Atatürk made daily trips to Bursa and Zonguldak. On returning to Istanbul, he went to Suadiye beach, and also got on the Yeşilköy suburban train buying a ticket as if he was a common citizen. Atatürk took plain to be with the public and keep in touch with them. On Atatürk’s 8th visit to Istanbul, at the beginning of 1932, he carried on his official contacts from Dolmabahçe Palace. He followed the studies of Balkan Council, which assembled on the 28th of January 1932, by means of Hasan Saka – the vicepresident of the council. Setting aside time for theatre, he watched the premiere of the following plays in Darulbedayi. The first play was “Yalova Türküsü” performed on 25th of January, 1932. The second play was “Akın” performed on 11th of February, 1932. The same year, he came to Istanbul second time on 16th of July and went to Yalova. He congratulated “Keriman Halis” who had been chosen as Miss World (1932) in Belgium. Moreover, he received German and American Ambassadors in Yalova Millet Çiftliği, and also had a meeting with French Archeologist Mr. Delaport. After the midst of August, Atatürk’s studies on language and history started to take place on the papers. In addition, more than half of his visitors were the specialists of language & history. Telegraphing a message to the Minister of Economics Celal Bey shows Atatürk’s interest to the economy, as well. Although spending much of his time for foreign relations, Atatürk didn’t bother to check the preparations for Language Assembly. The press showed a great interest in the First Language Assembly of Turkish. It was a meeting that Atatürk had attended too. The press published the news from assembly day-by-day as a full page. Atatürk attended the assembly on its second day with Mac Arthur, USA Chief of Staff of the Army. After the assembly, Atatürk received the Ministry of Economics Celal Bey, who had made investigations on Istanbul. Following his tooth treatment, Atatürk visited Üsküdar and Çamlıca. Then he went to Heybeliada to visit the Prime Minister İsmet Inönü, who was ill. Receiving the president of T.D.T.C. Samih Rıfat Bey, Atatürk got feedback on the Language Assembly. Atatürk’s 9th visit was generally based on Language Assembly and language studies. On the events taking place in Bursa for the reason of giving the call to the prayers in Turkish(the ezan), Atatürk came to Istanbul on the 6th of February 1933. This event made a splash all over the country and telegraphs fall abundantly on him showing condemnation from all over the country. And these telegraphs found place in the press, too. Carrying on his examinations on Istanbul, Atatürk visited the Topkapı Palace and met with the manager of the Museum, Tahsin Bey. On his second visit in 1933, he was in Galatasaray High Scool for end-term exams of history, geography and civics classes. The next day, he attended the Law School examinations. After then he met the Reform Consultant Prof. Malche. Doing daily visitations to Çanakkale and Yalova, Atatürk met Tevfik Rüştü Bey, who had just been back from Europe. The next day, on 27th of July, Atatürk received Amanullah Han – the former King of Afghanistan. At the beginning of August, Atatürk had an interview with Mr. Chembrun – the French Ambassador. On 21st of August, Atatürk received Mr. Herriot – the former Prime Minister of France, in Dolmabahçe Palace. During August, the newspapers were full of news about Turkish-French friendship and studies on language. Atatürk returned to Ankara to take advices of the Minister of Economics Celal Bey, who was back from Europe in the first week of September. Also, Ataturk would preside the Cabinet. His fifth visit to İstanbul in 1933 was five days later. In this period, Turkish-Greece agreement took place in the media. In the second half of September, Atatürk saw İsmet İnönü off to Sofia for a meeting the King of Bulgaria. On returning to Turkey, İnönü and Atatürk received Venizelos - the former Prime Minister of Greece. The next day, Atatürk met with American Ambassador. On the 4th of October, Atatürk received Yugoslavian King & Queen and Venizelos and his dear lady. Atatürk hold a lavish banquet in their honor. The two telegraphs which were sent by Atatürk to the Bulgarian King are noteworthy. Staying 4 days in İstanbul, in his first visit to the city in 1934, he did his first visitation to the graves of Kemalettin Sami and Derviş Paşa, who were the commanders of the Turkish Independence War. Second day, after moving to Yalova; on the third day he made a-da-long trip to Bursa then moved to Ankara by Yalova. On his second visitation to the city in 1934, he came to İstanbul with Rıza Pehlevi – the Shah of Iran. This was an important event for Atatürk himself and the media. On his third visit in 1934, Ataturk was busy with language studies and preparations for the language assembly. He attended the language assembly for 6 days long, which had started on the 18th of August. During the following month, he carried on his visitations and receivings in İstanbul. Besides, he got the news of approval Turkey’s membership to League of Nations before leaving the city. It was followed closely by means of the press that Atatürk, who arrived in İstanbul with T.D.T.C. members on 22nd of January, was so concerned with the general elections which to be held on the 8th of February, 1935. By the elections, it was paved the way for the women to the parliament. And there were women parliamenters in the assembly. Doing his second visitation in 18th of May, Atatürk visited the cemetery on Hürriyet-I Ebediye. On the 23rd of May, Atatürk attended the military exercise, which was the reason for him coming to İstanbul. He witnessed the development studies of Yalova and Florya. By means of attending Cabotage Festival and opening of SeaClub, Atatürk continued his various Istanbul visitations. At the beginning of this term, the press struggled for purity in the language, which was clear and appreciated. Planning his midst of July for language studies, Atatürk received members of language assembly. After PM İnönü’s trip to Blacksea and Eastern Regions of te country, the cabinet – which was precided by Atatürk- gathered and the steps discussed, which would be taken for the regions’ economic and developmental improvement. During August, carrying on his official and language studies, Atatürk made good use of the sea, also. On the 21st of September, for two hours long, Atatürk and the Minister of Economics Celal Bayar met with Mr. Pistokof – Soviet heavy industry inspector assistant. The same day, Atatürk, The Prime Minister, The Chief of Staff and the Mini