An Important Safety and Productivity Problem for Beekeepers: Bears

In beekeeping, an agricultural activity nested in nature, beekeepers encounter various hazards at different stages of production. The beekeepers often encounter one of these hazards, the bears due to their shrinking habitats, leading to problems in safety and productivity. The present study that aim...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: ERKAN, Cengiz, GÖSTERİT, Ayhan, AYGÜN, Turgut
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:English
Published: Federation for Animal Science (FAS) 2018
Subjects:
Ege
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/jasp/issue/50914/663631
Description
Summary:In beekeeping, an agricultural activity nested in nature, beekeepers encounter various hazards at different stages of production. The beekeepers often encounter one of these hazards, the bears due to their shrinking habitats, leading to problems in safety and productivity. The present study that aimed to analyze the causes, damage levels of bear encounters, which became one of the most important problems of beekeepers in recent years, and methods of protection from the bears with a different perspective also scrutinized the occupational health and safety dimension and emphasized the potential risks. Ursus arctos L., indigenous to Turkey and also known as brown bear, has adapted to different habitats since it is both herbivorous and carnivorous. Brown bears that usually prefer forested and uninhabited areas are usually found in Black Sea and Eastern Anatolian Regions in Turkey, however it was observed that their numbers increased in Central Anatolian, Mediterranean and Aegean Regions due to the recent conservation efforts that were initiated in 2003. Brown bears, which could consume a wide range of nutrients, started to live in areas closer to human settlements due to the expansion in agricultural cultivation and increase in highlands tourism activities and their encounters with beekeepers who need to set up their hives in rural areas. Besides the honeycombs they love, the smell of food that is likely to originate from lodging areas increases the frequency of bear encounters around apiaries.Bear hunting was prohibited with the Land Hunting Law no. 4915, which also aims to preserve sustainable wildlife, and the brown bears could loot the apiaries to appease their hunger after their brumal sleep during the spring and to store energy before the brumal sleep during the autumn. In order to keep the bears away from the apiaries, several technological devices such as electric fences could be used, and also practices that would attract animals to inhabited areas should be prevented. Furthermore, in the case of physical encounter, it would be better to remain calm and move away from the site with movements that would not trigger aggressive behavior. Having knowledge about bear behavior would also assist one to prevent an attack at this stage. On the other hand, as in all production activities, the analysis and elimination of the risks present in the work environment and external risks in beekeeping should be assessed with risk analysis, which is significant for occupational health and safety. Doğa ile iç içe yürütülen bir tarımsal faaliyet olan arıcılıkta arıcılar, üretimin farklı aşamalarında çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu tehlikelerden biri olan ayılar, daralan yaşam alanlarının da etkisiyle sıklıkla üreticiler ile karşı karşıya gelmekte, buna bağlı olarak da gerek güvenlik gerekse verimlilik ile ilgili sorunlar ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda arıcıların önemli sorunları arasına giren ayı karşılaşmalarının nedenlerini, zarar seviyesini ve ayılardan korunma yollarını farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeyi amaçlayan çalışmada, konunun iş sağlığı ve güvenliği boyutu da ele alınmış ve muhtemel risklere dikkat çekilmiştir.Türkiye genelinde yaşayan ayı türü olan ve boz ayı olarak da bilinen Ursus arctos L. hem otçul hem de etçil olması sebebiyle farklı yaşam alanlarına uyum sağlamıştır. Daha çok ormanlık alanları ve insanlardan uzak bir yaşamı tercih eden boz ayıların, ana yayılma alanları Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgeleri olarak bilinse de 2003 yılından itibaren başlatılan koruma çalışmaları ile birlikte yakın dönemlerde Orta Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde de sayılarının artığı görülmektedir. Geniş bir besin yelpazesine sahip bozayılar, genişleyen tarımsal üretim alanlarına ve yayla turizm faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak insanlarla daha yakın yaşar olmuş ve üretim için arılıklarını kırsal alanlara kurmak zorunda olan arıcılar ile daha sık karşılaşmaya başlamışlardır. Severek tükettikleri ballı peteklerin yanı sıra konaklama alanlarından yayılması muhtemel yiyecek kokuları boz ayıların arılıkların etrafında görülme sıklıklarını artırmaktadır.Sürdürülebilir yaban hayatın korunmasını da amaçlayan 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile avı yasaklanan bozayılar, ilkbaharda kış uykularının ardından açlıklarını gidermek, sonbaharda ise kış uykusu öncesi enerji depolayabilmek için arı kovanlarına zarar vererek ballarını yağmalayabilmektedir. Ayıların arılıklardan uzak tutulabilmek için elektrikli çitler gibi birçok teknolojik aygıttan yararlanılabileceği gibi hayvanları yaşam alanlarına çekecek uygulamalardan da uzak durulması gerekmektedir. Bunun yanında fiziksel yaklaşımlar söz konusu olduğunda sakinliği koruyarak ayının saldırganlık davranışlarını tetiklemeyecek hareketler ile ortamdan uzaklaşmak yararlı olacaktır. Bu aşamada ayı davranışları hakkında bilgi sahibi olmak saldırılardan korunmaya da yardımcı olacaktır. Diğer taraftan tüm üretim faaliyetlerinde olduğu gibi arıcılıkta da çalışma ortamında var olan ya da dışarıdan gelebilecek risklerin değerlendirilerek ortadan kaldırılmasını amaçlayan risk analizleri, iş sağlığı ve güvenliği açısından oldukça önemlidir.