SYMBOL AND CONNOTATIONS IN SAMİPAŞAZADE SEZAİ’S THE STORY OF “PANDOMİMA”

Whilethere were only traditional narratives in Turkish literature until the 19thcentury, from then on, works like modern literary genres in Western literaturewere started to be written. Thebeginning of modern narrative in Turkish literature was the stories which SamiPaşazade Sezai published in 1891...

Full description

Bibliographic Details
Published in:SÖYLEM Filoloji Dergisi
Main Authors: ALAN, Selami, KOÇAK, Büşra
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:Turkish
Published: Yusuf ÇETİN 2019
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/soylemdergi/issue/51290/619200
https://doi.org/10.29110/soylemdergi.619200
Description
Summary:Whilethere were only traditional narratives in Turkish literature until the 19thcentury, from then on, works like modern literary genres in Western literaturewere started to be written. Thebeginning of modern narrative in Turkish literature was the stories which SamiPaşazade Sezai published in 1891 and named as Küçük Şeyler. These stories, resemble each other in that they carrytraces from the delicate personality and elaboration of Sezai Bey. In thesestories, Sezai Bey described the unnoticeable types of everyday life with anapproach that recognizes the story is made up of “little things”. In order toachieve a more intense expression, he preferred a metaphorical narrative filledwith symbols and connotations, rather than a straight narration.In thisarticle, the reasons why the author preferred such a method and the contributionof this approach to story fiction were tried to be determined. In order to make a more detailed study, one ofthe stories in Küçük Şeyler,“Pandomima”, and especially the story of the main character, Paskal, wasdiscussed. Türkedebiyatında 19. yüzyıla kadar yalnızca geleneksel anlatılar mevcutken, butarihten itibaren Batı’daki modern edebî türlerden izler taşıyan eserler yazılmayabaşlanmıştır. Türkedebiyatında tam anlamıyla modern öykücülüğün başlangıcı ise Sami PaşazadeSezai’nin 1891’de yayımladığı ve KüçükŞeyler adını verdiği eserde topladığı öyküler olmuştur. Bu öyküler, SezaiBey’in hassas kişiliği ve detaycılığından izler taşımaları bakımındanbirbirlerine benzemektedir. Sezai Bey buhikâyelerde, hikâyenin “küçük şeyler”den oluştuğunu fark eden bir yaklaşımlagünlük yaşamın dikkat çekmeyen, silik tiplerini ele almıştır. Bunu yaparken dedaha yoğun bir ifade biçimi yakalayabilmek için düz bir anlatım yerinesembollerle, çağrışımlarla dolu mecazî bir anlatım tercih etmiştir. Bu makaledede yazarın böyle bir yöntemi tercih etmesinin nedenleri ve bu yaklaşımın hikâyekurgusuna katkıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Daha ayrıntılı bir incelemeyapabilmek için ise Küçük Şeyler’dekihikâyelerden biri olan “Pandomima” ve özellikle de bu hikâyenin başkişisi olanPaskal ele alınmıştır.