Zeugma’da Ölüm: mezarlar üzerine bir inceleme

Zeugma (Fırat Seleukeia’sı) nekropollerinde 2008-2010 yılları arasındagerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmalarıyla elde edilen verilerindeğerlendirilmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Kente ulaşan antikyolların etrafında geliştiği anlaşılan nekropol alanları Doğu, Batı ve Güney’deyer almakta...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Yaman, Hüseyin
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:English
Published: Ankara Üniversitesi 2019
Subjects:
Ön
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/anatolia/issue/50098/555667
Description
Summary:Zeugma (Fırat Seleukeia’sı) nekropollerinde 2008-2010 yılları arasındagerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmalarıyla elde edilen verilerindeğerlendirilmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Kente ulaşan antikyolların etrafında geliştiği anlaşılan nekropol alanları Doğu, Batı ve Güney’deyer almaktadır. Yumuşak, bej-sarımsı renkli kolaylıkla şekillendirilebilenkireçtaşı anakaya, alçak tepeler, vadiler ve yamaçlardan oluşan coğrafi yapımezar mimarisinde belirleyici olmuştur. Mezar tiplerinin “anayakaya oyulmuşbasit tekne mezar, anakayaya oyulmuş oda mezar (hypogeum), tümülüs, lahit ve mezar steli”nden oluştuğu tespitedilmiştir. Bu tiplerden basit tekne mezarlar Doğu nekropolden bilinmeklebirlikte geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda Güney nekropolde görüldüğübelirtilmiştir. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmasında Batı nekropoldebu tip mezarlara ilişkin izler belirlenmiştir. Bu tip mezarların HellenistikDönem’den MS 1. yüzyıl ortalarına kadar kullanılmış olmalıdır. Romaİmparatorluk Dönemi’nde kentin gelişmesi ve lejyonların buraya konuşlanmasıylaoda mezarlar (hypogeum) mezarlar dahafazla tercih edilmiş olmalıdır. Bu tip mezarlar, sıklıkla vestibulum olarak niteleyebileceğimiz ön oda/alan ve tricliniuma benzeyecek şekildebiçimlendirilmiş gömü yapılan ana odadan oluşmaktadır. Bu iki odalı tipin yanısıra tek odalı hypogeumlar da mevcuttur. Bu tip mezarlarda gömü mezar odasıduvarlarına açılmış arcosoliumlaraltındaki teknelere yapılmıştır. Mezar odası duvarına, dikine açılanloculuslardaysa ya tekne ya da düz zemin ceset yerleştirmek içinkullanılmıştır. Bu mezarlar bitkisel ve mitolojik bezemelere sahip freskler,mimari öğeler, mezar iç ve/veya dışında kaya kabartmaları, mezar stelleri,mezar dışında serbest duran heykeller gibi zengin dekorasyona sahiptir. Tümbunlar mezarların bazılarının zengin aileler tarafından inşa ettirilmişolduğunu gösterir. Bazı mezarlarınsa collegiumlaraait olabileceğini söyleyebiliriz. Tüm mezarlık alanlarında var olan bu tip mezarlarıngeç Hellenistik Dönem’den (loculusluolanlar) başlayarak MS 4. yüzyıla kadar kullanılmış olduğu bilinmektedir.Tümülüslerin ağırlıklı olarak Güney ve Batı nekropollerde olduğu görülür.Zeugma’da yalnızca bir tümülüs kazılmıştır. 2006 yılında kazılan bu tümülüsünaltında anakayaya oyulmuş iki odadan oluşan bir hypogeum tespit edilmiştir. Bezemeli lahitler yalnızca Güneynekropolden bilinmekteyken bezemesiz lahitler Doğu ve Güney nekropollerdebelirlenmiştir. Prokonnessos üretimi lahitlerin yerel bir kopyası gibi duraniki girlandlı lahit MS 2. yüzyıl sonu MS 3. yüzyıl başlarından olmalıdır.Zeugma mezar stellerinde erkekler için kartal, kadınlar için sepet sıkçakullanılmıştır. Bunlar gibi portrelere de tek, çiftler veya aileler halinde yerverilmiştir. Portrelerde özellikle kadınların Palmyra’dan takip edebildiğimizDoğulu öğeleri kullandığı erkeklerin Roma modasını tercih ettiklerigörülebilmektedir. Yazıtlar ağırlıklı olarak Grekçe’dir. Az sayıdaki steldeLatince görülmektedir. Yazıtlar ölenin adı, baba adı ve “ἄλυπε χαῖρε”ifadesinden oluşan standart bir yapıya sahiptir. Bunun dışında ölüm tarihi, yaşgibi bilgilere ve farklı teselli sözcüklerine oldukça ender rastlanır.Yazıtlardaki isimlerden Sami, Greko-Makedon ve Roma kökenli kişilerin Zeugma’dabir arada olduğunun işaretidir. Mezar stellerinin bazılarıyla Palmyra’da olduğugibi loculus ağzını kapatmış olduğu bilinmektir. Ayrıca bazılarının da mezardışına yerleştirildiği tespit edilmiştir. Mezar steli biçimli kayakabartmaları, mezar stellerinin oda mezarlar içinde nişlere yerleştirilerekkullanılmış olabileceğini de düşündürmektedir. Mezar stellerinin MS 1. yüzyılortaları ile MS 3. yüzyıl ortalarına kadar yoğun olarak kullanılmıştır. FakatMS 4. yüzyıldan bir örnek mevcuttur. Zeugma sakinleri, freskleri, stel biçimlimezar kabartmaları, heykeller ve steller vestibulumve triclinium olarak tanımlanabilecekmekanlarıyla mezarlarını “domus aeterna(ebedi ev)” olarak kabul etmiştir. Cenaze, anma törenleri ve festivallerdemezarlara gelip ölünün evinde icra ettiği törenlerle onu onurlandırıyorolmalıydı. Özellikle mezar stellerindeki portreler ve isimler yukarıda kentteyaşayanların kökenlerine işaret eden önemli kanıtlardır. Ölen kişininöz-temsili olan portreler hem Doğu hem de Batılı özellikler içermektedir. Zeugma nekropollerinden ölü gömmeye dairedinilen veriler kentin kozmopolit bir yapıya sahip olduğuna ve farklıkültürlerin kentte etkileşim halinde olduğuna işaret eder. Thispaper presents an evaluation of data obtained from field surveys that tookplace in the necropoleis of Zeugma (Seleucia on the Euphrates) between 2008 and2010. The necropoleis appear to have developed along the ancient roads that ledfrom the city and are located to the east, west and south. Featuring abeige-yellowish coloured soft limestone bedrock, low-lying hills, valleys andslopes, the local geography defined the nature of tomb architecture. Tomb typesinclude “rock-cut cist; rock-cut chamber tomb (hypogeum); tumulus; sarcophagus and tomb stele.” Although rock-cut cistis typical of the eastern necropolis, it has been noted in recent studies thatthey also exist in the southern necropolis. Moreover, field surveys haverevealed traces of such tombs in the western necropolis as well. This tomb typemust have been used from the Hellenistic period until the mid-1stcentury AD. Rock-cut chamber tombs must have become more popular after the citygrew and the legions were deployed here during the Roman imperial period. Thistomb type frequently consists of a front room that can be identified as a vestibulum and a main burial chamber that is designed toresemble a triclinium. Besides this double chamber type, there are alsoexamples of single-chambered hypogea. In this type, the burial is made in cistsunderneath arcosolia carved into the walls of the burial chamber. In the caseof loculi carved vertically into the wall of chamber tombs, the body was laidin cists or directly on flat floor surfaces. These tombs have elaboratedecoration featuring freestanding statues outside the tomb, frescoes withfloral patterns and mythological figures, architectural features, rock reliefs insideand/or outside the tomb. These indicate that some of the tombs werecommissioned by wealthy families. It is possible that some tombs belonged to collegia. It is known that this tombtype, which exists in all of the necropoleis, was used from the Hellenisticperiod (ones with loculi) until the 4thcentury AD. Tumuli are found to be concentrated more in the southern andwestern necropolis. Until now only one tumulus has been excavated at Zeugma. Ahypogeum consisting of two rock-cut chambers was discovered underneath thistumulus during the excavations that took place in 2006. Ornamental sarcophagiare only known to exist in the southern necropolis, while undecoratedsarcophagi have been found both in the eastern and the southern necropoleis.The garland sarcophagi, which appear to be a local copy of Proconnesiansarcophagi, must be from the late 2nd–early 3rd centuryAD. The tomb stelai in Zeugma frequently use the eagle to symbolise men and thebasket to symbolise women. In such portraits, figures are depicted alone, incouples, or as families. These portraits suggest that women in particularprefer Oriental elements, as seen in Palmyra, while men seem to prefer theRoman fashion. While inscriptions are mostly in Greek, there are also a smallnumber in Latin. The inscriptions follow a standard template that includes thename of the deceased, name of the father and the expression “ἄλυπε χαῖρε”.Otherwise, information like date of death or age, and various words ofconsolation are rarely seen. The names on the inscriptions suggest that peopleof Semitic, Greco-Macedonian and Roman decent lived together in Zeugma. It isknown that in some cases the mouth of the loculus was closed with tomb stelai,as seen in Palmyra. In addition, some stelai had been placed outside the tomb.Stele-shaped rock reliefs suggest that tomb stelai may have been used in theniches inside the chamber tomb. Tomb stelai were used frequently from the mid-1stcentury AD until the mid-3rd century AD. However, there is also anexample from the 4th century AD. The citizens of Zeugma regardedtheir tombs as a domus aeterna – eternalresidence with their frescos, stele-shaped tomb reliefs, statues and spacesthat can be defined as the vestibulumand triclinium. It is possible thatvisitors came to the tombs for funerals, commemorations, and festivals tohonour the deceased with ceremonies similar to those carried out at home. The portraitsand names on the tomb stelai are particularly important indications about theorigins of the city’s inhabitants. As for the self-portraits of the deceased,they feature both eastern and western characteristics. Information obtained onburial traditions from the Zeugma necropoleis suggests that this multi-culturalcity was a place where different cultures interacted.