The Dilemma of Mountaineering and Mountain Tourism: Economic Benefits and Ecological Costs

Mountaineering is the sport of climbing mountains and it involves walking, rockclimbing, ice climbing and ski-mountaineering. The sport of mountaineering emerged when people began to climb for pleasure in the Alps. Although a few people climbed to the mountains at the beginning, only after the estab...

Full description

Bibliographic Details
Published in:Co
Main Author: SOMUNCU, Mehmet
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:unknown
Published: Ankara Üniversitesi 2004
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/aucbd/issue/44491/551502
https://doi.org/10.1501/Cogbil_0000000041
Description
Summary:Mountaineering is the sport of climbing mountains and it involves walking, rockclimbing, ice climbing and ski-mountaineering. The sport of mountaineering emerged when people began to climb for pleasure in the Alps. Although a few people climbed to the mountains at the beginning, only after the establishment of the first clubs, climbing mountains became a popular recreational activity in European countries, particularly in Britain, Germany, Austria, Italy and France. Today, all over the world, millions of people practice mountaineering, rock-climbing and hiking/trekking. The mountaineer often travels to climb from their home to other regions or countries. Teherefore, mountaineering has become not only a mass sport activity, but also a mass tourism movement. The popularity of mountaineering-oriented tourism has increased in the past 35 years and it has spread from traditional locations such as the Alps and the Rocky Mountains to mountain areas that had been largely untouched by such activities-including parts of Central Asia, the Himalaya/Karakorum, Caucasus, Andes and even Antarctica. Mountain tourism is a rapidly growing sector of the tourism economy. It made and makes a significant contribution to the development of mountain areas. But at the same time, uncontrolled mountain tourism has and continious to contribute to the degredation of many mountain areas of natural and cultural values. In an increasingly urbanized world, mountains are primary tourist destinations not only because of their beauty and their natural and cultural diversity, but also because they provide opportunities to escape from stress of modern life. But in the long term to protected the diversity and attractiveness of the mountains will depend on careful, for-sighted and sustainable management of their resources. Therefore, on the management of mountain areas must be strived for a careful balance between the protection of natural resources, the needs of local people, and the desire of tourists Dağcılık tırmanma sporudur ve yürüyüş, kaya tırmanışı, buz tırmanışı ve kayaklı dağcılığı içerir. Dağcılık sporu, insanların Alp Dağları’nda zevk için tırmanmaya başlamalarıyla doğmuştur. Başlangıçta çok az sayıda insanın dağlara tırmanmasına karşın, ilk dağcılık kulüplerinin kuruluşundan sonra dağlara tırmanma Avrupa ülkelerinde, özellikle İngiltere, Almanya, Avusturya, İtalya ve Fransa’da popüler bir rekreasyonel aktivite olmuştur. Günümüzde dünyanın her yerinde milyonlarca insan dağcılık, kaya tırmanışı ve doğa yürüyüşü yapmaktadır. Dağcılar, tırmanmak için sık sık, yaşadıkları yerden başka bölgelere ya da ülkelere seyahat etmektedirler. Bu yüzden dağcılık, sadece kitlesel bir spor aktivitesi değil, aynı zamanda kitlesel bir turizm hareketi olmuştur. Turizme yönelik dağcılığın popülerliği son 35 yıldır büyük bir gelişme göstermiştir. Bu turizm, Alpler ve Kayalık Dağları gibi geleneksel yerlerden, böylesi faaliyetler için o güne kadar büyük ölçüde dokunulmamış Orta Asya’nın Himalaya/Karakurum Dağları’na, Kafkaslar’a, Andlar’a ve hatta Antarktika’daki dağlık alanlara yayılmıştır. Dağ turizmi, turizm ekonomisinin hızla gelişen bir sektörüdür. Dağlık alanların gelişmesine önemli katkı yapmış ve halen yapmaktadır. Fakat aynı zamanda kontrolsüz dağ turizmi, pek çok dağlık alanın doğal ve kültürel değerlerinin bozulmasına neden olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Hızla şehirleşen dünyada, dağlar sadece güzel manzaralara, doğal ve kültürel çeşitliliğe sahip oldukları için değil, aynı zamanda modern yaşamın geriliminden kaçış imkanı sağladığı için de önde gelen turistik mekanlardır.Ancak, uzun vadede dağların çekiciliği ve çeşitliliğinin korunması, kaynakların istikrarlı, öngörülü ve sürdürülebilir yönetimine dayanacaktır. Bu yüzden, dağlık alanların yönetiminde, turistlerin istekleri, yerel halkın ihtiyaçları ve doğal kaynakların korunması arasında özenli bir denge sağlamak için çaba gösterilmelidir