Zerdüştîlikte Eridvî Sûra Anâhîtâ Kültü

Maddi âlemde üreminin ve hayatın devamı için iki cinsin varlığını gerekli olduğunu gören insan, manevi alemde tanrıların yanında tanrıçaların ve dişi manevi varlıkların da olması gerektiğini düşünmüştür. Bu düşüncesini de dini boyuta taşımıştır. Bunun için Antik Mısır, Mezopotamya, Yunan dinleri ile...

Full description

Bibliographic Details
Published in:Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi
Main Author: SULAR, Mehmet Emin
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:Turkish
Published: Yunus KAPLAN 2023
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/korkutataturkiyat/issue/80695/1357293
https://doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1357293
Description
Summary:Maddi âlemde üreminin ve hayatın devamı için iki cinsin varlığını gerekli olduğunu gören insan, manevi alemde tanrıların yanında tanrıçaların ve dişi manevi varlıkların da olması gerektiğini düşünmüştür. Bu düşüncesini de dini boyuta taşımıştır. Bunun için Antik Mısır, Mezopotamya, Yunan dinleri ile Hinduizm’in panteonu tanrı ve tanrıçalardan oluşmuştur. Antik Mısır’da İsis, Sümer’de İnanna, Akad-Babil’de İştar, Yunan’da Afrodit ve Artemis, Hinduizm’de Kali, Lakshmi ve Shashti isimleri zikredilecek bazı önemli tanrıçalardır. Zerdüştîlikte bunun karşılığı Eridvî Sûra Anâhîtâ olmuştur. Bu kültün Zerdüştîliğe girişi konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Köken olarak bu inancın, Hint-İran’a dayandığı iddiaları yanında Mezopotamya dinlerinden Zerdüştîliğe geçtiği yönünde görüşler de ifade edilmiştir. Hangi görüş doğru kabul edilirse edilsin Anâhîtâ kültünün Mezopotamya dinlerinin tanrıçalarından özellikle İştar’dan önemli ölçüde etkilendiği bir gerçektir. Anâhîtâ, Zerdüştîlikte büyük tanrı Ahûramazda’nın altında belirli görevleri yürüten Sami dinlerindeki melek inancına denk gelen îzed olarak isimlendirilen bir kategoride yer alır. Tanrının kızı olarak da nitelendirilen Anâhîtâ suyun, yağmurun, bereketin, doğurganlığın, doğumun, evliliğin, aşkın, anneliğin ve zaferin îzedidir. Çalışmanın amacı Anâhîtâ kültünün kaynağını tespit etmeyi, bunun İranlıların inancına ve Zerdüştîliğe ne zaman girdiğini ortaya koymayı ve tarihi süreçte geçirdiği değişimleri belirlemektir. Anâhîtâ kültü İran dışında Ortadoğu, Anadolu, Ermenistan ve Azerbaycan gibi geniş coğrafyalarda farklı milletler arasında da karşılık bulmuştur. Çalışmada, nitel araştırma desenlerinden alan yazın incelemesi metodu kullanılmıştır. Bunun için farklı bilgi kaynaklarından istifade edilmiştir. Arkeolojik veriler, Avesta ve Pehlevi metinleri, kadim coğrafyacı, tarihçi ve seyyahların eserleri ile modern dönem araştırmacıların çalışmaları incelenmiştir. Sonuç olarak Anâhîtâ kültünün başta Mezopotamya olmak üzere başka din ve kültürlerden Zerdüştîliğe ...