Türkiye’nin Geç Atılmış Doğru Adımı: Spitzbergen/ Svalbard Antlaşması

Kutuplar, insanoğlunun merak ettiği ve buralara ulaşmak için çok fazla uğraş verdiği coğrafi bölgelerin başında gelmektedir. Günümüzde Arktika Bölgesi içerisinde Norveç’in “kahyalığında- idari yönetim” bulunan Spitzbergen/Svalbard Takımadaları, 1596 yılındaki keşfinden beri birçok farklı ülkenin dik...

Full description

Bibliographic Details
Published in:Avrasya İncelemeleri Dergisi / Journal of Eurasian Inquiries
Main Authors: KARABULUT, Hüseyin, KARABULUT, Sami Buğrahan
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:Turkish
Published: İstanbul Üniversitesi 2023
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/iuavid/issue/80338/1308972
https://doi.org/10.26650/jes.2023.13089
Description
Summary:Kutuplar, insanoğlunun merak ettiği ve buralara ulaşmak için çok fazla uğraş verdiği coğrafi bölgelerin başında gelmektedir. Günümüzde Arktika Bölgesi içerisinde Norveç’in “kahyalığında- idari yönetim” bulunan Spitzbergen/Svalbard Takımadaları, 1596 yılındaki keşfinden beri birçok farklı ülkenin dikkatini çekmiştir. Kuzey Buz Denizi kıyılarını ve daha başka coğrafyaları keşfetmek için bir üs konumuna gelen Spitzbergen/Svalbard Takımadaları, özellikle kutup ayıları, balina ve mors gibi deniz canlılarına ev sahipliği yapmaktadır. Daha sonraki yüzyıllarda maden ve enerji kaynaklarının keşfi burada sanayileşmeyi başlatmıştır. 19. yüzyılın sonlarından itibaren Norveç, İsveç, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve Danimarka gibi daha birçok ülke bölgeye çeşitli gözlem ve araştırma istasyonları kurmuşlardır. 1920 yılına kadar terra nullius statüsünde bulunan takımadalarında başta Fransa ve İspanya olmak üzere Büyük Britanya, Norveç, Çarlık Rusya’sı ve Danimarka hak iddialarında bulunarak hakimiyet kurmak istemişlerdir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Avrupa’da Paris Barış Konferansı’nın yapıldığı günlerde, 9 Şubat 1920’de Versay’da Spitzbergen/Svalbard Antlaşması imzalanmıştır. Bugün 46 ülkenin imza koyduğu antlaşma ile bu ülkelerin vatandaşlarına eşitlik ilkesi geçerli olacak, kimseye imtiyaz tanınmayacaktır. Savaştan mağlup çıkanAlmanya ve Sovyet Rusya gibi Osmanlı Devleti de bu antlaşmaya gereken önemi ver(e)mediğinden taraf olmamıştır. Kurulan yeni Türk Devleti’nin, Millî Mücadele içerisinde yer alması ve savaşın getirdiği zor şartlardan ötürü Spitzbergen/Svalbard Antlaşması’na taraf olmayı düşün(e)medikleri anlaşılmaktadır. Türkiye Kuzey Kutbu’na kültürel, bilimsel, tarihi ve ticari bir perspektiften bakarak araştırma üs ve teknolojisiyle yer alma mücadelesini artırmalıdır. Arktika’ ya girmekte geç kalınmış olsa da Spitzbergen/Svalbard Antlaşması’na taraf olma girişimi küresel iklim değişikliği, deniz canlıları, enerji kaynakları etkileri üzerine yapılacak bilimsel çalışma ve projelere katkı sağlayacaktır. ...