Mehmed, Canım Kardeşim.

oturmuş sözlerden biriydi hiç kuşkusuz; Eşimin bu Sözleri, onun ve elbette be— nim', Çavuşoğlu’na duyduğumuz dostluktandı;-tıpkı “Sait Faik’in “Panco’nun Rüyası" adh o benzersiz öyküsündekı' gibi: Hani 'Panco’nun babası, yatakta sa— bah keyfi yapan Panco’ya çıkışı...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: Yavuz, Hilmi
Format: Article in Journal/Newspaper
Language:Turkish
Published: İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi 2006
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/oa/issue/10950/130870
Description
Summary:oturmuş sözlerden biriydi hiç kuşkusuz; Eşimin bu Sözleri, onun ve elbette be— nim', Çavuşoğlu’na duyduğumuz dostluktandı;-tıpkı “Sait Faik’in “Panco’nun Rüyası" adh o benzersiz öyküsündekı' gibi: Hani 'Panco’nun babası, yatakta sa— bah keyfi yapan Panco’ya çıkışır da, *Panco, eşek-Panco " Tembel Panco. Geç kalacağız’ der ya, işte öyle: *Panco “Eşek ve tembel kelimelerindeki doStluğu her zaman hatırlayacağım’ diye düşünür. Nuran’ ın 'Deli Laz’ ı da bunun gibiydi işte: Dostlukla doluydu , » Turgutreis koyuna bakan evinde ya da Fener’ de, Mustafa Çürük’ün o yıllarda (bundan rubu’ u asır önce ) sadece salaş bir çardaktan ibaret olan lokantasında hatırlıyorum şimdi: Turgutreis’te buluşmuşolurduk çoğu kez, Fener’e, günü birlik denize gitmek için. Mehmed, Enıine ve Mehmet Sami (oniki,onüç yaşlarında olmalıydı ) Karabağlar’daninerler,'beni, Nuran’ı, Ayşe’yi,*Ali’yi ve Ömer’i Turgutreis’ten alırlar, (o araba hepimizi nasıl alırdı, şimdi düşünü— yorum da ) doğruca-Fener’e giderdik. Mehmed, mayosunu giyer, zıpkınını alır * ve» denizde ava çıkardı: Kural, onun avlayıp getirdiği balıkları yemekti çünkü Denize girilir, çardakta oturulur, çocuklaracıkır, aradan saatler geçmiş olma— sına rağmenÇavuşoğlu görünmezdi ortalıkta. Emine, sonunda, sabredemez