Summary: | Bu çalışmada, Ege Bölgesi’ndeki jeotermal kaynakların akuakültür uygulamalarında kullanılabilirliği ele alınmıştır. Bu amaçla, jeotermal sularda yılan balığı (Anguilla anguilla, L. 1758), aynalı sazan (Cyprinus carpio, L. 1758) ve tilapia (Oreochromis niloticus, L. 1758) türlerinin büyüme-gelişme ve yaşama oranları araştırılmıştır. Buna ek olarak denemede kullanılan balıkların çeşitli dokularında jeotermal su ortamından oluşabilecek ağır metal birikimi ve histopatolojik değişimler incelenmiştir. Çalışma sonunda başlangıç ağırlıkları ortalama 35.58±5.7 gr olan yılan balıkları 52.06±9.23 gr ağırlığa, ortalama 59.34±8.61 gr olan aynalı sazanlar 98.59±8.41 gr ağırlığa ve ortalama 6.6±0.48 gr olan tilapia ise 15.09±3.1 gr ağırlığa ulaşmıştır. Deneme sonunda aynalı sazan, tilapia ve yılan balıklarının spesifik büyüme oranları (SBO) sırasıyla 0.85, 1.36 ve 0.63; yem dönüşüm oranları (YDO) 2.4, 1.89 ve 2.3 olarak hesaplanmıştır. Yılan balıklarının çalışma sonunda elde edilen yaşama oranı % 83.3, aynalı sazanların elde edilen yaşama oranı % 53.3 ve tilapiaların elde edilen yaşama oranı % 80.95 olarak bulunmuştur. Çalışmada kullanılan jeotermal suyun ağır metal içeriğinin demir ve bor dışında kabul edilebilir değerlerin altında olduğu tespit edilmiştir. Deneme sonunda Anguilla anguilla ve Cyprinus carpio doku örneklerinde elde edilen değerlere bakıldığında Fe, Zn, B, Cu, Hg, Pb, Cd ve As gibi ağır metaller dokularda bulunmakla birlikte miktarlarının uluslararası sınırların altında olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, özellikle Anguilla anguilla ve Cyprinus carpio kas dokusunda belirlenen ağır metal miktarlarına göre bu balıkların insan gıdası olarak tüketilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı görülmektedir. Kimyasal analizlere ek olarak yapılan histopatolojik incelemelerde, dokularda jeotermal sudaki ağır metallere bağlı herhangi bir patolojik bulguya rastlanmamıştır. Jeotermal suların akuakültürde doğrudan kullanımına ilişkin bu çalışma, Türkiye’de gerçekleştirilen ilk ön çalışma olması ve elde edilen sonuçların gelecek için olumlu işaretler vermesi özellikle çoğu atıl durumdaki Ege Bölgesi düşük entalpili jeotermal kaynakların Türkiye ve Avrupa akuakültür sektörü için sürdürülebilir bir üretim ve çevre sağlığı için büyük avantajlar sağlayacağı düşünülmektedir.
|