Summary: | 10-12. yüzyıllara tarihlenen Kurut Sütunu, Tacikistan’ın Zerafşan Vadisi’nde 1925 yılında Rus araştırmacılar tarafından bulunmuştur. Daha sonraki yıllarda eser, aynı döneme tarihlenen bir grup ahşap destekle birlikte araştırmacılarca gündeme gelmiştir. Eser bugün Pencikent şehri Rudaki Müzesi’nde sergilenmektedir. Konumuz sütunundaki sembolik figürler, stilize ve hatta soyuta yakın bir anlatımla sanatçı tarafından bize sunulmuştur. Klasik yöntemle değerlendirildiğinde her bir figürün çözümlemesi gayet açıktır. İslam sanatındaki figürlü anlatım kültürünün klasik bilgisi bunların birer sembol olabileceği şeklinde okumamızı sağlamaktadır. Tekil sembolik ifadelerin bütünsel bir anlatımın parçaları olduğu konusu makalenin temelini oluştururken, eserin bulunduğu coğrafyanın ve tarihi alt yapısının anlatılması makalenin diğer safhaları için önem arz etmektedir. Bu safhalar, Kurut sütununun mimari bir kültürün devamı olduğunu göstermesi yanında bize ahşap destekli yapıların da kaynağı hakkında bilgi verecektir. Diğer yandan, yerinde yaptığım incelemelerim ve fotoğraflamalarım doğrultusundaki tespitlerim sütunun fiziki formunu anlamakta yardımcı olacaktır.Tüm bu veriler bize eserin var olduğu kültür atmosferini ve yapısal özelliklerini verirken asıl gelinmek istenen “soyut betimlemeye yaklaşan çağrışımlar” ve bunun kaynaklık ettiği “Yunus Kıssasının ikonografik anlatımı” konusuna da bir giriş oluşturması bakımından önemlidir. İslam sanatına yabancı olmayan “soyut betimlemeye yaklaşan çağrışımlar” bize sembolik figürlerin varyantlarından hareketle bir tespitte bulunmayı sağladı. Burada açıktır ki Kurut sütunun ikonografik anlatımı balık, ejder benzeri bir deniz yaratığı ve masklarla temellendirilmiş üç sahneye bizi yönlendirmektedir. Diğer yandan stilize her bir öğenin yanı sıra iki ara bölümdeki soyut hayat ağaçları dikkat çekici bir durumdur. Ana çerçeveleri dolduran kompozisyon ise daha açık ve Yunus Kıssasının ikonografik bir çıkarımını yapma konusunda veriler sunmaktadır.
|